2 Ekim 2012 Salı

BODRUMLU TAKSİCİNİN ANLATTIKLARI


BODRUM’LU TAKSİCİLERDEN BACAKSIZ OSMAN’IN ANLATTIKLARI

Öncelikle adımı değiştirdiğiniz için teşekkür ederim. Bodrum başka yerlere benzemez abi. Modern görünür ama değildir. Televizyonda gördüğünüz Bodrum’la bu Bodrum’u karşılaştırmayın. Bodrum’u anlamak için Bodrum’da yaşamak gerekir.

İki Bodrum var: Biri dar gelirlilerin Bodrum’u, diğeri ünlülerin, zenginlerin Bodrum’u. Zenginin, ünlünün Bodrum’u fakir halkın Bodrum’una karışmaz. Aynı ırmakta akan, birbirine karışmayan iki su gibidir.  Bizim suyumuz acıdır. Onların suyu tatlı akar.

Bodrum halkı dediğimiz kesim, atadan dededen Bodrum’lu olanlar değil. O kesim, yok olup gitti. Çarşıda 100 adam varsa belki biri Bodrum’dur. Gerisi Van’dan, Kars’tan, Ağrı’dan gelme.  Küçük İstanbul diyorlar ya, doğrudur. Memleketin her yerinden insanlar Bodrum’da yaşıyor. İnanın bu insanların büyük bir bölümü Bodrum’da hizmetçilik yaparak geçiniyor. Bodrum’da en gelişmiş sektörün bu sektör olduğunu söylersek yanlış olmaz. Herkes kesesine göre hizmetçi çalıştırabilir.

Açık konuşalım. Bendeniz eskiden çok partizandım. Siyaseti bıraktım. Siyasetten çekilmem gerçekleri söylemeyeceğim anlamına gelmez. Ekmeğimin derdindeyim. Yalnız Bodrum’da değil, her yerde Türk halkı zengine hizmetçi oldu… Zenginin çalışanı demiyorum. Burası önemli. Dikkatinizi özellikle bu noktaya çekmek isterim: İnsan kalabilmeniz için, emeğinizin hakkını almanız, onurlu çalışma koşulları içinde, yasal haklarınızı kullanarak çalışabilmeniz lazım. Doğru mu? Ama bu yok. İş garantisi yok. Düzenli maaş yok. İşten atılman amirin iki dudağı arasında. Bunun adı işçilik değildir. Bunun adı köleliktir. Bizler köle değiliz. Bizler onurlu insanlarız. Onurla çalışma koşullarına sahip olmak istiyoruz. Ben taksici olarak, sen garson olarak, diğeri aşçı olarak. Her ne iş yapıyorsak. Öğretmenlik de bile ücretli kölelik var abi. Ücretli öğretmenlerin hiçbir hakkı yok. İş güvencesi yok, düzenli maaşı yok. Rezalet durumdayız anlayacağınız.

Bu arada Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon abimize geçmiş olsun demek isterim. Mehmet abim Kocadonlu’dur ama hiçbir zaman kravatlı koca göbeklilerden olmamıştır. Kendisini sever, sayarım. Tutuklandım diye kimseye gönül koymasın. İnsan dostuna gönül koyar. Bu tutuklamaya Kocadon’un dostları neden olmadı. Sorun namerde muhtaç duruma düşmüş olmamızda. Niçin tutuklandı Kocadon diye sorarsanız hemen açıklayayım. Kocadon’u Kocayürekli olduğu için tutukladılar. Hepsi bu işte. Sevildiği için tutukladılar. Yıpratmak istiyorlar ondan tutukladılar.

Çamur atalım izi kalsın dediler, yaptılar. Başka bir şey yok.  Buna adalet diyorlar, değil.  Ülkede adalet diye bir şey kalmadı. Hâkimler iktidarın adamı oldu. İktidardan yana olmayan belediyeler yandı. Muhalefet partilerinin belediye başkanlarına soruşturma, iktidar partisinin belediye başkanlarına takdir, teşekkür, bol keseden devlet desteği. Bu olmaz. Halk bunu görmeli. Yeter artık. Her gelen devleti ele geçirmeye çalışıyor. Geçici olan iktidarlardır. Türkiye Cumhuriyeti parti devleti oldu. Bu olmaz.

Mehmet abim, giyimiyle kuşamıyla halktan biridir. Kont pantolonla dolaşır, tişört giyer. Ne olmuş demeyin. Bir yönetici kotla dolaşırsa ne olur? Çok şey olur. Kotla, tişörtle dolaşan, yerine göre iki kadeh rakısını içen yöneticiden kokmayacaksın. Yemin ediyorum böyle adamlardan kimseye zarar gelmez.

Korkacağın yönetici kravatlı yöneticidir. Takım elbise, kravat. Bu kravatlılar adama öyle eziyet eder aklın durur. Takım elbiseli adam, önünde el pençe divan durmanı ister. Yürüyüşünü beğenmez ceza keser. Oturmanı beğenmez ceza keser. Memursun ya yaparlar abi. Yapmadılar mı?

Mesela E.K öğretmen. Adı Bodrum tarihine yazıldı. Bodrum’a heykeli’ni diksek yeridir. Heykelin altına şu yazıyı yazmamız lazım: 2009-2010 öğretim yılında yürüyüşü beğenilmediği için Bodrum Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ‘kınama’ cezası ile cezalandırılmıştır. E.K kınama cezasının iptali için yıllarca mücadele vermiştir. Buradan bütün eğitim sendikalarına sesleniyorum! Gelin E.K için Bodrum’a bir adın dikelim. Bu anıtı dikmek lazım! Öğretmenleri, kravatlı, takım elbiseli yöneticilerden korumak için bu anıta ihtiyaç var.

E.K kızımın öğretmeni olduğu için şanslıyım. Dört dörtlük bir öğretmendir kendisi. Ne zaman okula gitsem hep derim: “Öğretmenim bir daha dünyaya geleyim, bu kez senin öğrencin olayım.” Kızım okula koşarak gidiyor. Yalnız kızım değil, inanın bütün çocuklar böyle. Bu devirde öğrenciye okulu sevdirmek o kadar zor ki. E.K öğretmen bunu başarıyor.

Nereden E.K’nın yürüyüşünü beğenmediler derseniz o da şöyle oluyor:  Bayram töreninde öğretmen asker gibi yürüyememiş. Sırtını protokole dönerek yürümüş. Koca amirler protokolde, hiç insan sırtını dönerek yürür mü? Nasıl dönmüş sırtını? Öğretmen, öğrenciler, bu çok sayın protokolün önünden düzgünce, sıralı bir şekilde geçsin diye çaba sarf ederken. Amirlerimiz son derece hassas ve alıngan. Biri demiş ki, şu öğretmen bize sırtını döndü. Bizi hiçe saydı. Derhal hakkında soruşturma başlatın! Kaymakam olur demiş. Bodrum Milli Eğitim Müdürlüğü, kaymakam, muhakkikler, il milli eğitim müdürlüğü, valilik oluru, il disiplin kurulu… Anlayacağınız bir sürü yönetici; devlet erkanı toplanmış, E.K’nın yürüyüşünü beğenmediklerini, kınama cezasını uygun bulduklarını dile getirip altına imza koymuşlar. 2009 yılında almışlar bu kararı.

Şu rezilliğe bakın! Hangi çağda yaşıyoruz? Kim bu cezayı veren abi? Ben söyleyeyim, ancak kravatlı adamlar verir bu cezayı. Yemin ediyorum bunlardan korkacaksın. Mümkün olduğu kadar kapılarına varmayacaksın. Bir yerde karşıma çıkarlarsa yolunu değiştireceksin. Bu adamlar yüzünden Bodrum dillere düştü. Muğla milletvekili Ömer Süha Aldan meclise soru önergesi verdi. Ne var soru önergesinde söyleyeyim: Neden bu kadar öğretmeni Bodrum’dan sürdünüz sorusu var? Soruya ne gerek var? Meydanı boş bulmuşlar, canları kime kızgınsa Bodrum’dan sürgün etmişler. Her şey ortada değil mi? E.K’yı nasıl cezalandırdıklarına bakın? Daha E.K gibi kaç öğretmen var ona bakın.

Hiç yorum yok:

SÖZCÜ GAZETESİNDEN SEÇME MAKALELER AÇ, İNDİR, OKU