MANİSA’DA
KAMYON ŞOFÖRLÜĞÜ YAPAN GÖLMARMARA DOĞUMLU İZZETTİN’İN ANLATTIKLARI
Selam.
Kendimi tanıtayım. Bendeniz Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde doğmuşum. Adım
İzzettin. Manisa’da şoför olarak çalışıyorum. 90 model bir kamyonum var.
Dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorum. Şaka değil arkadaş. Dünya âlem
biliyor. Türkiye’de benzin pahalı… Dörtte üçü vergi… Yemin ederim para
kazanamıyoruz. Ne kazanıyorsak devlete... Akşamları iki kadeh rakım vardı. Ona
da zam yaptılar. Kullandığım ne varsa dünyanın her yerinden iki üç misli pahalı
anlayacağınız.
Tamam.
Bu konuyu geçelim. Vatandaş olarak siyasetle uğraşmayı görev biliyorum.
Siyasetle uğraşmayan vatandaşa vatandaş demem. Koyun derim. Sürü nereye giderse
koyun oraya gider. Siyaset demişken gelelim İdris Naim Şahin’in durumuna…
Arkadaş, üç dört ay kadar önce haberlerde izledik. Zavallı köylü Naim’e hoş
geldin bakanım, diyor. Geldiğine çok sevindik. Bakan sevindiğini nereden
bileyim diyor. Bakar mısın? Sevindiysen sevindiğinin belli et, mesela takla at.
Vatandaş takla atamıyor, oyna o zaman diyor. Beyaz kirli sakallı, elleri
nasırlı, üstü başı perişan garip köylü. Başlıyor oynamaya. Naim Bey, keyiften
dört köşe... Devlet erkânı vatandaşı alkışlıyor. Garip amcam bütün saflığı ile
oynamaya devam ediyor.
Sonrası
önemli. Ülkenin doğusunda yaşanan bu olayı batıda; Muğlalı vatandaşlar protesto
ediyor. Vatandaş dediysem benim gibi politik kişiler. TKP üyeleri. Aferin size
gençler. Ellerine pankart alıyorlar. “Taklacı Bakan istemiyoruz!” diye
yazıyorlar. Nede olsa faşizmde yaşıyoruz. Polis durur mu? Ne demek bakanı
protesto? Vatandaş kim oluyor? Gösteri ve yürüyüş hakkı ne demek! Gençler
aldırmıyor. Protestolarına devam ediyorlar. Ardından polis copu, biber gazı,
tekme, tokat… Kameraların önünde gençler linç ettiler. Bir kısmını tutukladılar.
Tutukluların arasında yoldan geçen iki vatandaş da yer alıyor.
Protestocu
tutuklular bu gün mahkemeye çıkıyor. Suçları, bakana hakaret etmek, silah
taşımak, suç aletini polise teslim etmemek… Silah dedikleri pankart sopası,
mikrofon, yerden alınan taşlar… Neler neler arkadaş. Devlet gücünü eline
geçiren vatandaşın tepesine biniyor. On dört genci 10 yıl hapisle
yargılıyorlar. Ne dersiniz siz bu düzene. Faşizm değilse nedir bunun adı.
Avrupa birliği Türkiye’deki faşizmi tarihe not etti. Naim ve arkadaşları
küplere bindi. Binin bakalım. Binin vatandaşın sırtına. Gün gelir vatandaş da
sizin sırtınıza binecektir. Umalım ki o günler gecikmesin.
Diğer
bir konu arkadaşlar, 25 askerin ölümü… Afyon’da, asker ocağında, gecenin bir
yarısı acemi askerler bomba sayıyor. Bu erler el bombası nasıldır, fünye nedir,
nasıl çalışır bimez. Saat gecenin yarısı... Akıllara bir sürü soru geliyor.
Gecenin bir yarısı neden bomba sayılır. Şudur budur, neyse… Bombalardan biri
patlıyor mu? Afyon halkı sokağa dökülüyor. Deprem oldu sanıyorlar. Sabah olunca
patlamanın nedeni anlaşılıyor. 25 acemi er ölmüş. Üç gün önce askere gitmiş
erler bunlar.
Devletin
yaptığı tek açıklama şu: Kaza oldu. Takdiri ilahi… Bir er yanlışlıkla bombanın
pimini çekti. Askerlerin yakınlarına tazminat ödememek için şöyle demeye
başladılar: Doğal afet gerçekleşti. Şehit dese, şehit parası ödeyecek. Kaza
dese tazminat ödeyecek. En iyisi doğal afet diyelim dediler. Doğal afette bile
vatandaşa yardım edilirdi eskiden. Şimdi sigorta var diyorlar. Çok seviyorsan
gidip evladına sigorta yaptırsaydın. Hani birinci, ikinci cumhuriyet
tartışmaları vardı ya… Tartışma doğruydu. Birinci cumhuriyeti yıktılar. İkinci
cumhuriyette kimseni can güvencesi, iş garantisi yok.
Evlat
deyince… Ergenekon davasından tutuklu bir öğretim üyesi var: Profesör Dr. Fatih
Hilmioğlu. Hilmioğlu’nu Ergenekoncusun deyip tutukladılar. Profesör örgüt
kurmuş, örgüt kuranlarla birlikte olmuş, Tayyip Erdoğan iktidarını yıkmak için
plan yapmaktaymışlar. Tam o sırada yakalandılar. Güler misin ağlar mısın
arkadaş. Tarihe biz de not düşelim. Bu ülkenin askerlerine, üniversite öğretim
üyelerine, gazetecilerine, aydınlarına Erdoğan ve ekibi neler yaptı, bir bir
yazalım. Bu acıları unutmayalım, unutturmayalım.
Sayın
Hilmioğlu, evladını trafik kazasında kaybedince hapisten dört gün izin aldı.
Profesörü gece evinde yatırmadılar. Kolundan tutup bu kez de Sincan Cezaevi’ne
götürdüler. Adamcağız her sabah ceza evinden çıkıp evine gitti. Etrafı polislerle çevrili olarak. Sanırsınız
bir seri katildi. Bir an bile boş bırakmaya gelmezdi. Seri katili nasıl serbest
bırakırsın. Nasıl bu gece, karının yanında kal dersin. Karına destek ol, karı koca birlikte
birbirinize destek olun. Aileyi birbirinden ayrılmayalım demediler. Hiç olmazsa
bu gece. Ölen bir evladın hatırına saygı duymadılar. Ölüm acısını, evlat
acısını hiçe saydılar. İsyanım var arkadaş. Kendimi gidip o savcıların ölünde
yakasıya isyanım var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder