İSTANBUL’DA YAŞAYAN TARİH ÖĞRETMENİ ARDEŞENLİ MUSTAFA’NIN NOT
DEFTERİNDEN
Kameranın önünden geçtim. Zil çalalı bir dakika oldu. Sabah.
İlk ders başlamak üzere. Sınıfıma giriyorum. Siyah-beyaz görüntüm ekrana
yansıdı. Müdür, bizi izliyor. Bir aydır üzerimizde bir göz var. Göz, okulun her
yerinde dolaşıyor.
İkinci ders, üçüncü ders, dördüncü ders… Ne zamandır müdür
ortalıkta gözükmüyor. Kameralar kurulalı müdür odasında. Usanmadan, yorulmadan
ekrana bakıyor. Kocaman bir ekran. Görüntü kare kare… Şurası koridor. Alt
koridorlar, üst koridorlar. Şurası okul giriş kapısının önü. Şurası öğretmenler
odasının önü. Şu geçen Filiz öğretmen… Şurası bahçe. Bahçede bir kız öğrenci.
Öğrenciler birbirinden uzak durmalı. Buraya okumaya geliyorsunuz. Aşk yapmaya
değil.
Filiz öğretmen tuvaletten çıktı. Sallanarak derse gidiyor.
Müdür kayıp. Az önce koridordaydı. Okulu kameradan izlemeye alıştı. Dışarıda
duramıyor. Yine odasına gitmiş olmalı. Eskiden sık sık öğretmenler odasına
gelirdi. Artık okulu odasından izliyor. Kumanda ediyor mu desem? Kumanda
diyemeyiz buna. Müdür röntgenci oldu. Sürekli öğretmenleri izliyor.
Hiçbir sendikaya güvenmeyen Ali öğretmene göre müdür odası
pilot odası oldu. Değil öğretmenim. Müdür koltuğu pilot koltuğu oldu? Değil
öğretmenim. Bu koltuk röntgenci koltuğu… Olsun, pilotumuz çok zeki… Böyle bir
pilotla asla kaza yapmayız. Eskiden solcu olduğunu, 12 Eylül işkencesinden
geçtiğini söyleyen müdür bence aptal. Kendini zeki sanan aptallardan. Herkesten
üstün olduğunu san sen. Üstün olan pilot olur sanıyor. Müdür, koltuğa oturur,
okulu izler sanıyor.
Dikkat, müdür geliyor! Artık herkesin ne yaptığı kayıt
altında. Nöbetini iyi tutmayan öğretmen kayıt altında. Öğretmen! Öğretmen! Gel
bakalım buraya, falanca gün falanca saat neredeydi? Yakarım seni! Elimde
kayıtlar var? Erkeksen müdüre kafa tut hadi. O senin ekmeğini veren kurumu
yönetiyor. Her şey elimde. Silah bende. Derse geç kaldın! Yine elime düştün.
Okulun pilotuyla iyi geçinmek zorundayız. Pilot her gün delil topluyor. Açık
vermeyin arkadaşlar. Müdür bizi izliyor. Pilot açık vereni uçağın camından
dışarı atacak. Nah atar! Görecek o gününü!
Ne yapabiliriz ki? Adam görevini yapıyor. Ömer Dinçer
arkasında. Bakan Ömer Dinçer öğretmenlerin iyi yetişmediğini söylüyor. Her
fırsatta bunu dile getiriyor. Mümkün olsa o da kendi odasına kamera koyup Tüm
Türkiye’yi izleyecek. Mümkün değil mi? Aslında mümkün. Bakana hemen önerelim.
Bazı okulları internet üzerinden izlemeye alsın. Öğretmenler derse zamanında
girip çıkıyor mu onu takip etsin.
Müdürü gören var mı arkadaşlar? Yok. Müdür, arada bir pilot kabininden dışarı
çıkıyor. Oooo, merhaba müdür bey, sayın Ömer Dinçer hoş geldiniz öğretmenler odasına.
Şeref verdiniz. Sizi görmek ne güzelmiş. Her zaman ekrana bakmak olmuyor. Zabıtaların
da dinlenmesi lazım ya da güvenlik kamerası izleyenlerin… Kolay değil o kadar
saat ekrana bakmak. Müdürümüz, okul müdüründen çok zabıtaya benziyor. Elinde
düdüğü eksik... Belki düdüğü de var. Yakında onun da getirir. Ömer Dinçer’in
bir talimatıyla okullar düdüklü müdürlerle dolabilir. Değil mi sayın bakanım.
Bir çayımızı içmez miydiniz?
Bana göre Müdür, Aziz Nesin’in Murtazağa tiplemesine benzedi
Murtazağa’nın repliklerinden biri şöyle: “Bir vazife benzemez yemeye peynir
hemi de ekmek, bir vazife kutsaldır her hangi bir namustan, herhangi bir
öğretmenden!” Çattık belaya. Murtazağa bahçede. Sayın Bakan da gelmiş. Birlikte
okulu dolaşıyorlar. Murtazağa üst koridorda. Bakan alt koridorda. Gezin gezin…
Eğitim öğretim de ancak böyle çağ atlayabiliriz.
Müdürümüz hep odasında değil, arada sırada kendisi de
kameraya görünüyor. Yarın müfettişler sorarsa ne diyecek? Hep odamdaydım dese
olmaz. Arada çıkıp dolaşmalı. Okulun her yerinde olduğunu kameralar kayıt
etmeli. Soran olduğunda hep odamda oturmadım diyecek. Gördüğünüz gibi sayın bakanım
okulu denetliyorum. Kayıtta da göründüğü gibi tuvaletlere kadar girip kontrol
ediyorum. Aferin sana müdür, hep böyle ol. Ömer Dinçerlerin senin gibi
müdürlere ihtiyacı var.
Öğretmenler aralarında Murtazağa’nın dedikodusunu
yapıyorlar. Müdürüm çok çalışıyor. Müdürümün gözleri kameralardan daha iyi
görüyor. Yaşa müdürüm. Öğretmenler çok tembel. Kameralar sayesinde ne kadar
tembel oldukları tespit edilecek. Tembel öğretmen istemiyoruz. Böyle giderse
çağ atlayacağız sayın bakanım. Hiçbir öğretmen derse geç kalmayacak.
Dolayısıyla eğitim öğretimde büyük sıçrama yaşayacağız. Çağ nasıl atlanırmış
dünya âlem görecek. Devam müdürüm. İzle müdürüm.
Okullara konan güvenlik kameraları ne işe yarıyor diyenler
şunu bilsin: Kameralar iş verimini artırmak için konuyor. Öğretmenler hadi
oradan, diyor. Bana göre kapitalizm çağ atladı. Kıçınız fazla havaya kalktı. Amacınız
köleleri izlemek. Öğretmenler köle. Sendikasız köle… Kölelerden en yüksek
verimi nasıl elde edebiliriz? İyi çalışmayan kölelere ceza... Gel bakalım köle?
Ne diyorsun bu görüntüler için. Şu sen değil misin? Saat kaç. Beş dakika geç
kalmışsın derse. Başka bir gün on dakika. Ne iş? Şey efendim. Başlarım şeyine
lan! Burası ringonun ahırı değil.
Yanılıyorsunuz efendim… Kameralar öğretmenleri zaptı rap
altına almak için değil, öğrencilerin güvenliği içindir. Okula hırsız girmesin
diye… Okulda bir olay oldu. Bir öğrenci bir öğretmeni bıçakladı mesela… Olay
nasıl oldu? Kim haklı, kim haksız… Kameralar bize gerçeği gösterecek. Her şey kamera kayıtlarında var, demek için…
Ya da bir öğrenci okula kaleşnikofla geldi. İzleyin bakın. İstiklal marşı töreni
yapılıyor. Öğrenci kaleşnikofu doğrulttu, ateş etmeye başladı. Müdür, odasında
olayı izledi. Ne var ki öğrencinin elindeki makineliyi önce oyuncak sandı.
Nereden bilsin efendim.
Kimin aklına gelir öğrencinin okula makineliyle geleceği...
Oyuncak silah zannetmiş müdür bey. Ancak ateş edince anlayabildim. Bir de
baktım öğrenciler kanlar içinde yere seriliyor. Kanı görünce gerçeği anladım. Hemen
telefona sarılıyor Murtazağa ama nafile. Polis geldiğinde yerde onlarca
öğrencinin ölü olduğu görülüyor. Allah göstermesin. Mesela yani. Sen adam
olmazsın Murtazağa. Okulun güvenliği kamera ile sağlanmaz… Neyle sağlanır.
Hepinizin başına polis diksek nasıl olur? Polisler yüzlerinde Ömer Dinçer
maskesiyle okula girsin.
Bak Müdür, eğitim de başarı öğretmeni izlemekle sağlanmaz. Önce
okulları adam etmek lazım. Eğitim sistemini yıkıp yeniden yapmak lazım.
Öğrencileri sınav stresinden kurtarmak lazım. Eğitimi eğlenceli hale getirmek
lazım. Öğrenmek keyif veren bir etkinliktir. Öğrenci bunu unuttu. Öğrenci okumuyor,
kendini geliştirmek için okuyup yazmıyor. Spor yok, sanat eğitimi yok. Nedir
okul? Okul sürekli sınav yapılan, test çözülen bir yer oldu. Herkes sınava çalışıyor.
Çalışınca ne oluyor? Üniversiteyi bitiriyorsun, iş bulabiliyor musun? Ağzınla
kuş da tutsan iş yok. İş arıyorsan dayın olacak, amcan olacak. Torpili olmayana
iş yok…
Murtazağa yine odasında: Rabia öğretmeni izliyor. Rabia
öğretmen tuvalete girdi. Tuvalette kamera yok. Olsa mıydı? Öğretmenler
tuvaletti ne yapıyor. Sibel Hanım tuvalette sigara içiyor. Sibel Hanım! Ne
yapıyorsunuz kuzum. Okulun içinde sigara içmek yasak. Cezası var! Bir de
öğretmen olacaksınız! Bu kaçıncı uyarı. Tuh ulan! Aslında tuvalete de kamera
konmalıydı. Sigara içen herkesi tehdit ederdim o zaman. Sayın öğretmenim elimde
kayıtlarınız var. Bir şikâyetçi olursam görürsünüz. Hadi ulan Zübük. Senden mi
korkacağım! Hiçbir şey yapamazsın. Yap da göreyim. Ömer Dinçer’e söyleyeceğim
sizi! Tuvaletlere de kamera koyduracağım! Yapıyor muyum yapamıyor muyum o zaman
anlayacaksınız.
Zil çaldı. Müdür, okulu izlemek için koşuyor. Koltuğuna
oturdu. Ekrana bakıyor. Ömer Dinçer televizyonun karşısında. İşte öğretmenler
odasının önü. Heyecan başladı. Öğretmenlerimiz yetersiz. Bakalım bu kez kim derse
geç kalacak. Aysel öğretmenin maşallahı var. Kameralar geleli çıfıt gibi oldu.
Kadir öğretmen çok tembel. Öğretmen demeye şahit ister. Ders
zili çalar çalmaz kendini dışarıya atıyor. Bahçe kapısının önünde sigara
içiyor. İç hocam iç. Delikanlılar, genç kızlar seni seyrediyor. Öğretmenimiz ne
güzel sigara içiyor diyorlar. Ayıp denen bir şey var. Bir de öğrencilere
kızarsınız. Sigaranın zararlarını anlatırsınız. Olmaz öğretmenim. Samimi
olacaksın. Tayyip gibi olacaksın, sigara içmeyeceksin. Atatürk’e özenirsen tabi
sigaracı olursun. Ö.Dinçer çok kızgın.
Bak müdür! Kim olduğunu bilmiyorum. Murtazağa mısın, faşist
misin nesin? Sigarama karışamazsın. Bir de kafa tutmaz mı? Faşist sensin! Öyle
bir sistem olmalı ki, sigara içen işsiz kalmalı. Öğretmenliğin ön koşulu sigara
içmemek olmalı. Sayın Ömer Dinçer, duyun sesimi artık! Sigara içenleri öğretmen
yapmayın! Lütfen ama! Yalnız sigara da değil. Hem sigara hem alkol. Adam olan
alkolden uzak dursun. Sigara içmesin. Örneğiniz, Tayyip bey olsun. Ne sigara ne
alkol. Efendimiz Tayyip gerçek Müslüman’dır. Tamam da arkadaş, iyi adamlar
sigara alkol içmez diye bir kural mi var? Ne saçmalıyorsun sen yaaa!
Başlayacağım Efendine… Kadir öğretmen bu. Neymiş? Prostatı
varmış. Prostatım var kardeşim. Öğretmenlik dakika tutularak yapılmaz. Nasıl
öğretmenlik yapılacağını senden öğrenmeyeceğim. Elimde kayıtlar var. Al o
kayıtları münasip bir yerine…
Şu da İdris öğretmen işte. Solcunun önde gideni. İşi gücü Ömer
Dinçer’i eleştirmek. Gelin izleyin. Yine derse geç giriyor. Bunun nesi var? Sen
de mi prostat oldun. Olun olun, hepiniz prostat olun. Yalan konuşmayın.
Yukarıda Allah var! Benden korkmuyorsanız Allahtan korkun. Allahtan korkarız
ancak Başbakandan korkmayız. Başbakanı karıştırmayın. Kameraların önündeyiz.
Lütfen biraz saygılı olun. Başbakanın suçu ne? Dindar nesil yetiştirmek suç mu?
Siz öğretmensiniz. Bakan Dinçer’in sözünden çıkamazsınız. Burası okul. Mecliste
değiliz. Haddinizi bilin derim. Doğru söyledin biz vekil değiliz, milletiz.
Vekilden önce bizim konuşmamız gerekiyor sayın müdür. Pardon Murtazağa
diyecektim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder