17 Ekim 2012 Çarşamba

ARDEŞENLİ MUSTAFA'NIN DEFTERİNDEN


İSTANBUL’DA YAŞAYAN TARİH ÖĞRETMENİ ARDEŞENLİ MUSTAFA’NIN NOT DEFTERİNDEN

Kameranın önünden geçtim. Zil çalalı bir dakika oldu. Sabah. İlk ders başlamak üzere. Sınıfıma giriyorum. Siyah-beyaz görüntüm ekrana yansıdı. Müdür, bizi izliyor. Bir aydır üzerimizde bir göz var. Göz, okulun her yerinde dolaşıyor.  

İkinci ders, üçüncü ders, dördüncü ders… Ne zamandır müdür ortalıkta gözükmüyor. Kameralar kurulalı müdür odasında. Usanmadan, yorulmadan ekrana bakıyor. Kocaman bir ekran. Görüntü kare kare… Şurası koridor. Alt koridorlar, üst koridorlar. Şurası okul giriş kapısının önü. Şurası öğretmenler odasının önü. Şu geçen Filiz öğretmen… Şurası bahçe. Bahçede bir kız öğrenci. Öğrenciler birbirinden uzak durmalı. Buraya okumaya geliyorsunuz. Aşk yapmaya değil.

Filiz öğretmen tuvaletten çıktı. Sallanarak derse gidiyor. Müdür kayıp. Az önce koridordaydı. Okulu kameradan izlemeye alıştı. Dışarıda duramıyor. Yine odasına gitmiş olmalı. Eskiden sık sık öğretmenler odasına gelirdi. Artık okulu odasından izliyor. Kumanda ediyor mu desem? Kumanda diyemeyiz buna. Müdür röntgenci oldu. Sürekli öğretmenleri izliyor.

Hiçbir sendikaya güvenmeyen Ali öğretmene göre müdür odası pilot odası oldu. Değil öğretmenim. Müdür koltuğu pilot koltuğu oldu? Değil öğretmenim. Bu koltuk röntgenci koltuğu… Olsun, pilotumuz çok zeki… Böyle bir pilotla asla kaza yapmayız. Eskiden solcu olduğunu, 12 Eylül işkencesinden geçtiğini söyleyen müdür bence aptal. Kendini zeki sanan aptallardan. Herkesten üstün olduğunu san sen. Üstün olan pilot olur sanıyor. Müdür, koltuğa oturur, okulu izler sanıyor.

Dikkat, müdür geliyor! Artık herkesin ne yaptığı kayıt altında. Nöbetini iyi tutmayan öğretmen kayıt altında. Öğretmen! Öğretmen! Gel bakalım buraya, falanca gün falanca saat neredeydi? Yakarım seni! Elimde kayıtlar var? Erkeksen müdüre kafa tut hadi. O senin ekmeğini veren kurumu yönetiyor. Her şey elimde. Silah bende. Derse geç kaldın! Yine elime düştün. Okulun pilotuyla iyi geçinmek zorundayız. Pilot her gün delil topluyor. Açık vermeyin arkadaşlar. Müdür bizi izliyor. Pilot açık vereni uçağın camından dışarı atacak. Nah atar! Görecek o gününü!

Ne yapabiliriz ki? Adam görevini yapıyor. Ömer Dinçer arkasında. Bakan Ömer Dinçer öğretmenlerin iyi yetişmediğini söylüyor. Her fırsatta bunu dile getiriyor. Mümkün olsa o da kendi odasına kamera koyup Tüm Türkiye’yi izleyecek. Mümkün değil mi? Aslında mümkün. Bakana hemen önerelim. Bazı okulları internet üzerinden izlemeye alsın. Öğretmenler derse zamanında girip çıkıyor mu onu takip etsin.

Müdürü gören var mı arkadaşlar? Yok.  Müdür, arada bir pilot kabininden dışarı çıkıyor. Oooo, merhaba müdür bey, sayın Ömer Dinçer hoş geldiniz öğretmenler odasına. Şeref verdiniz. Sizi görmek ne güzelmiş.  Her zaman ekrana bakmak olmuyor. Zabıtaların da dinlenmesi lazım ya da güvenlik kamerası izleyenlerin… Kolay değil o kadar saat ekrana bakmak. Müdürümüz, okul müdüründen çok zabıtaya benziyor. Elinde düdüğü eksik... Belki düdüğü de var. Yakında onun da getirir. Ömer Dinçer’in bir talimatıyla okullar düdüklü müdürlerle dolabilir. Değil mi sayın bakanım. Bir çayımızı içmez miydiniz?

Bana göre Müdür, Aziz Nesin’in Murtazağa tiplemesine benzedi Murtazağa’nın repliklerinden biri şöyle: “Bir vazife benzemez yemeye peynir hemi de ekmek, bir vazife kutsaldır her hangi bir namustan, herhangi bir öğretmenden!” Çattık belaya. Murtazağa bahçede. Sayın Bakan da gelmiş. Birlikte okulu dolaşıyorlar. Murtazağa üst koridorda. Bakan alt koridorda. Gezin gezin… Eğitim öğretim de ancak böyle çağ atlayabiliriz.

Müdürümüz hep odasında değil, arada sırada kendisi de kameraya görünüyor. Yarın müfettişler sorarsa ne diyecek? Hep odamdaydım dese olmaz. Arada çıkıp dolaşmalı. Okulun her yerinde olduğunu kameralar kayıt etmeli. Soran olduğunda hep odamda oturmadım diyecek. Gördüğünüz gibi sayın bakanım okulu denetliyorum. Kayıtta da göründüğü gibi tuvaletlere kadar girip kontrol ediyorum. Aferin sana müdür, hep böyle ol. Ömer Dinçerlerin senin gibi müdürlere ihtiyacı var.

Öğretmenler aralarında Murtazağa’nın dedikodusunu yapıyorlar. Müdürüm çok çalışıyor. Müdürümün gözleri kameralardan daha iyi görüyor. Yaşa müdürüm. Öğretmenler çok tembel. Kameralar sayesinde ne kadar tembel oldukları tespit edilecek. Tembel öğretmen istemiyoruz. Böyle giderse çağ atlayacağız sayın bakanım. Hiçbir öğretmen derse geç kalmayacak. Dolayısıyla eğitim öğretimde büyük sıçrama yaşayacağız. Çağ nasıl atlanırmış dünya âlem görecek. Devam müdürüm. İzle müdürüm.

Okullara konan güvenlik kameraları ne işe yarıyor diyenler şunu bilsin: Kameralar iş verimini artırmak için konuyor. Öğretmenler hadi oradan, diyor. Bana göre kapitalizm çağ atladı. Kıçınız fazla havaya kalktı. Amacınız köleleri izlemek. Öğretmenler köle. Sendikasız köle… Kölelerden en yüksek verimi nasıl elde edebiliriz? İyi çalışmayan kölelere ceza... Gel bakalım köle? Ne diyorsun bu görüntüler için. Şu sen değil misin? Saat kaç. Beş dakika geç kalmışsın derse. Başka bir gün on dakika. Ne iş? Şey efendim. Başlarım şeyine lan! Burası ringonun ahırı değil.

Yanılıyorsunuz efendim… Kameralar öğretmenleri zaptı rap altına almak için değil, öğrencilerin güvenliği içindir. Okula hırsız girmesin diye… Okulda bir olay oldu. Bir öğrenci bir öğretmeni bıçakladı mesela… Olay nasıl oldu? Kim haklı, kim haksız… Kameralar bize gerçeği gösterecek.  Her şey kamera kayıtlarında var, demek için… Ya da bir öğrenci okula kaleşnikofla geldi. İzleyin bakın. İstiklal marşı töreni yapılıyor. Öğrenci kaleşnikofu doğrulttu, ateş etmeye başladı. Müdür, odasında olayı izledi. Ne var ki öğrencinin elindeki makineliyi önce oyuncak sandı. Nereden bilsin efendim.

Kimin aklına gelir öğrencinin okula makineliyle geleceği... Oyuncak silah zannetmiş müdür bey. Ancak ateş edince anlayabildim. Bir de baktım öğrenciler kanlar içinde yere seriliyor. Kanı görünce gerçeği anladım. Hemen telefona sarılıyor Murtazağa ama nafile. Polis geldiğinde yerde onlarca öğrencinin ölü olduğu görülüyor. Allah göstermesin. Mesela yani. Sen adam olmazsın Murtazağa. Okulun güvenliği kamera ile sağlanmaz… Neyle sağlanır. Hepinizin başına polis diksek nasıl olur? Polisler yüzlerinde Ömer Dinçer maskesiyle okula girsin.

Bak Müdür, eğitim de başarı öğretmeni izlemekle sağlanmaz. Önce okulları adam etmek lazım. Eğitim sistemini yıkıp yeniden yapmak lazım. Öğrencileri sınav stresinden kurtarmak lazım. Eğitimi eğlenceli hale getirmek lazım. Öğrenmek keyif veren bir etkinliktir. Öğrenci bunu unuttu. Öğrenci okumuyor, kendini geliştirmek için okuyup yazmıyor. Spor yok, sanat eğitimi yok. Nedir okul? Okul sürekli sınav yapılan, test çözülen bir yer oldu. Herkes sınava çalışıyor. Çalışınca ne oluyor? Üniversiteyi bitiriyorsun, iş bulabiliyor musun? Ağzınla kuş da tutsan iş yok. İş arıyorsan dayın olacak, amcan olacak. Torpili olmayana iş yok…

Murtazağa yine odasında: Rabia öğretmeni izliyor. Rabia öğretmen tuvalete girdi. Tuvalette kamera yok. Olsa mıydı? Öğretmenler tuvaletti ne yapıyor. Sibel Hanım tuvalette sigara içiyor. Sibel Hanım! Ne yapıyorsunuz kuzum. Okulun içinde sigara içmek yasak. Cezası var! Bir de öğretmen olacaksınız! Bu kaçıncı uyarı. Tuh ulan! Aslında tuvalete de kamera konmalıydı. Sigara içen herkesi tehdit ederdim o zaman. Sayın öğretmenim elimde kayıtlarınız var. Bir şikâyetçi olursam görürsünüz. Hadi ulan Zübük. Senden mi korkacağım! Hiçbir şey yapamazsın. Yap da göreyim. Ömer Dinçer’e söyleyeceğim sizi! Tuvaletlere de kamera koyduracağım! Yapıyor muyum yapamıyor muyum o zaman anlayacaksınız.

Zil çaldı. Müdür, okulu izlemek için koşuyor. Koltuğuna oturdu. Ekrana bakıyor. Ömer Dinçer televizyonun karşısında. İşte öğretmenler odasının önü. Heyecan başladı. Öğretmenlerimiz yetersiz. Bakalım bu kez kim derse geç kalacak. Aysel öğretmenin maşallahı var. Kameralar geleli çıfıt gibi oldu.

Kadir öğretmen çok tembel. Öğretmen demeye şahit ister. Ders zili çalar çalmaz kendini dışarıya atıyor. Bahçe kapısının önünde sigara içiyor. İç hocam iç. Delikanlılar, genç kızlar seni seyrediyor. Öğretmenimiz ne güzel sigara içiyor diyorlar. Ayıp denen bir şey var. Bir de öğrencilere kızarsınız. Sigaranın zararlarını anlatırsınız. Olmaz öğretmenim. Samimi olacaksın. Tayyip gibi olacaksın, sigara içmeyeceksin. Atatürk’e özenirsen tabi sigaracı olursun. Ö.Dinçer çok kızgın.

Bak müdür! Kim olduğunu bilmiyorum. Murtazağa mısın, faşist misin nesin? Sigarama karışamazsın. Bir de kafa tutmaz mı? Faşist sensin! Öyle bir sistem olmalı ki, sigara içen işsiz kalmalı. Öğretmenliğin ön koşulu sigara içmemek olmalı. Sayın Ömer Dinçer, duyun sesimi artık! Sigara içenleri öğretmen yapmayın! Lütfen ama! Yalnız sigara da değil. Hem sigara hem alkol. Adam olan alkolden uzak dursun. Sigara içmesin.  Örneğiniz, Tayyip bey olsun. Ne sigara ne alkol. Efendimiz Tayyip gerçek Müslüman’dır. Tamam da arkadaş, iyi adamlar sigara alkol içmez diye bir kural mi var? Ne saçmalıyorsun sen yaaa!

Başlayacağım Efendine… Kadir öğretmen bu. Neymiş? Prostatı varmış. Prostatım var kardeşim. Öğretmenlik dakika tutularak yapılmaz. Nasıl öğretmenlik yapılacağını senden öğrenmeyeceğim. Elimde kayıtlar var. Al o kayıtları münasip bir yerine…

Şu da İdris öğretmen işte. Solcunun önde gideni. İşi gücü Ömer Dinçer’i eleştirmek. Gelin izleyin. Yine derse geç giriyor. Bunun nesi var? Sen de mi prostat oldun. Olun olun, hepiniz prostat olun. Yalan konuşmayın. Yukarıda Allah var! Benden korkmuyorsanız Allahtan korkun. Allahtan korkarız ancak Başbakandan korkmayız. Başbakanı karıştırmayın. Kameraların önündeyiz. Lütfen biraz saygılı olun. Başbakanın suçu ne? Dindar nesil yetiştirmek suç mu? Siz öğretmensiniz. Bakan Dinçer’in sözünden çıkamazsınız. Burası okul. Mecliste değiliz. Haddinizi bilin derim. Doğru söyledin biz vekil değiliz, milletiz. Vekilden önce bizim konuşmamız gerekiyor sayın müdür. Pardon Murtazağa diyecektim.


Hiç yorum yok:

SÖZCÜ GAZETESİNDEN SEÇME MAKALELER AÇ, İNDİR, OKU