17 Ekim 2012 Çarşamba

DERİKLİ YAZARIN NOT DEFTERİNDEN



MARDİN DERİK DOĞUMLU ÖYKÜ YAZARI KERAMETTİN ÇAVUŞOĞLU’NUN NOT DEFTERİNDEN

Ne diyorsun sen arkadaş. Niye ikide bir iktidarı savunuyorsun. Kimden yanasın? Vatandaş iktidardan yana olmaz. Vatandaş sorgular. Vatandaşın görevi oy verdikten sonra muhalefet olmaktır. Babamın oğlumu başbakan. Babanın oğlu olsa ne yazar? Babanın oğlu devlet başkanı olmuş.  Başkan olan halka hesap verir. KPSS sınavında yolsuzluk var mı? Başbakan yok diyor. İkna oldun mu? Binlerce genç niye sokakta. Soruları çaldılar. Kime satıyorlar. İktidar yandaşlarına satıyorlar. Herkese değil, dikkatini çekerim. Önce cemaatin adamı olacaksın. Sonra para getireceksin.
*
Bendeniz askerim efendim. Cemaatle işim olmaz. Neden bana bağırdığınızı anlamadım. Kızacaksınız başbakana oy verenlere kızın.  Altı yıl önce askerlik hayatım sona erdi. Güneydoğu’da görev yapıyordum. Geceleri çatışma çıkardı. Çok sigara içerdim. Karanlıkta sigara içmek tehlikelidir. Sigaranın közü yanar, ışığı gören ateş eder. Ölsem daha iyiydi. Bir kurşun gelse kafama isabet etseydi. Olmadı. Çok adam öldürdüm. Çok vurduk, çok vurulduk. Parçalınmış ceset toplamak, ölü taşımaktan daha kötü. Mayına bastığım an anladım. Saniyeden daha kısa bir süre içinde neler olacağını biliyordum. Mayın patladı.  İkiye bölündüğümü anladım. O an acı duymuyor insan. Bedenimin yarısı koptu sandım. Kopan ayağımmış.
*
Bendeniz askerliğe karşıyım. Kim ne derse desin. Karşı olmak gerekiyor. Askerlik paralı olacak. Lamı cimi yok bunun. İki kardeşiz. Dayımın oğlu Rıfat Güneydoğu’da mayına bastı. Bir ayağını kaybetti. O hastanedeyken babamız öldü. Ben de askerliğimi Güneydoğu’da yaptım.  Mayını basmamış olmam şans. Başka bir şey değil. Şansı olan sakat kalmıyor. Bu koşullardan gençlerin asker olmasına karşıyım. Karşı olsam neye yarar. Kardeşime söyledim. Sen bari gitme askere dedim. Nasıl gitmeyecek? Nereye gitsen askerliğini yaptın mı diye soruyorlar. Toplumsal baskı öyle yorgun ki.
*
Hep susuyorum. Son günlerde memlekette garip şeyler oluyor. Mesela Recep Güven diye biri… O kadar güzel bir şey söyledi ki… Şaştım kaldım.  Güven Siirt Emniyet Müdürüyken Diyarbakır’a tayin oluyor.  Güzel Siirt.  Baba yurdu. Babam Siirt’in yerlisiydi. Yoldan geçerken terör saldırısına uğradı. Kafasına asker kurşunu isabet etti. Çocukluğumda amcamın Siirt’te Kasap dükkânımız vardı. 70’li yıllarda Ankara’ya göç etmişiz. Amcam imamdı.  Beni amcam okuttu. Ankara'da Hacı Bayram Camii’nde görev yapıyordu.
*
Türkiye doğumluyum. Kürt bir aileden geliyorum. Türkiye’de Kürt ayrımcılığı yaşadın mı derseniz, hayır derim. Yukarıda Allah var. Yengelerimin hepsi Türk… Her tarafımız Türk dolu. Yozgat ilinde doğmuşum. Yozgat’ta Sünniler Alevilere kız vermek istemez. Türkiye’de mezhep ayrımcılığı var ama ırk ayrımcılığı yok. Gerçekten görmedim. Aksine Yozgat’ın bildiğim birçok zengini Kürt. İstanbul da zengin Kürtlerle dolu. Bakmayın siz Kürt bölgesinin fakir olduğunu. Öyle zengin Kürtler var ki, Türkiye’yi satın alır. Almadılar mı? Bence aldılar. Devlet yönetiminden, mafyaya kadar her yerde Kürtler var. Terörü bile onla belirliyor. Onlar dur derse terör duracak. Aksi takdirde terör bitmez.
*
Terörü ancak demokratik bir hükümet durdurabilir. Başka türlü iç savaştan kurtuluş yok.
Neden iç savaş dedim. Gerçekten iç savaş bu. Bir Kürt’ün Türkiye’de cumhurbaşkanı olabilmesi sorunu halletmiyor. Ne yaparsanız yapın Kürt sorunu hep var. Neden? Demokrasi yok ondan? Sorunuza gelince: Neden Recep Güven Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevine gelince; teröriste ağlamayan insan değildir dedi. Niye demesin ki? insan olan der. Ortada bir kardeş kavgası var. Bizi kim bu savaşa sürükledi?
*
Neden o kadar gerilla öldürmek zorunda kaldım. Ne için, kim için? Karşılıklı birbirimizi öldürüp durduk. Üstelik ben savaşa askerliğe karşıyım. Bu nasıl bir hayattır. Karşı olduğum bir şeyi yapmak zorunda bırakıldım. Vicdanı retçiler şu bilsin: Kimse bayılarak askerlik yapmıyor.  İşsizdim. Çavuş oldum. İşsiz olduğum için asker kalmayı tercih ettim. Teskere bıraktım. Askerdim, daha fazla asker oldum. Anlayacağınız ekmek parası için silah kuşandım. Kimseye düşman olmadım. Yaşamak için öldürmem gerekti. Ekmeğimi kazanırken ruhumu kaybettim. Sadece bacağımı değil huzurumu da mayın tarlasında bıraktım.
*
Yaşayan ölüden farksız haldeyim. Recep Güven’in bir cümlesiyle toplum yine ikiye bölündü. Recep Bey’i taktir edenlerin yanında olduğumu belirtmeliyim. Recep Güven doğru bir cümle kurdu. Helal olsun sana komiserim. Yürekli adammışsın. Terörist derginiz kim? Aynı evin çocuklarına terörist diyorsunuz. Çocuğun biri dağda, biri askerde… İç savaş değilse nedir bunun adı? Ne der halkımız; devlet der, babadır. Devlet, olaya tek yanlı bakamaz. Asker evlatsa, terörist de evlat. Dahası var: Asker söz dinliyor. Söz dinlemeyen evlada bakacaksın. Bu evlat asker olmayı reddediyor. Askerlik bizim için kutsal bir görevdir. Dağa herkes çıkmaz. Ne oldu evde? Konuşsana evlat! Dağa çıkan evladımız bize niye küstü? Niye küstüğünü biliyoruz. Dünya âlem biliyor. Dağa çıkan evlat haksızlıktan bıkan evlat. Haksızlığa daha fazla tahammül edemeyen evlat. Özgürlük isteyen bunun için ölümü göze alan evlat.
*
Unutmayalım… Özgür olmadığımızı, baskıcı, faşist bir ülkede yaşadığımızı hep hatırlayalım. Sözde özgürlükler ülkesi burası. Sözde demokrasi, sözde hukuk, sözde eşitlik… Yok böyle bir şey. Şu soruyu sorun kendinize: Şehit cenazeleri neden hep gecekondulardan kaldırılıyor? Neden diye sormalıyız? Zenginimiz bedel öder, askerimiz fakirdendir, neden? Bütün yaşananların özeti bu cümlede. Fakirimiz dağlarda can veriyor. Kurtulabilen sakat kalıyor. Ayağını kaybetmesen ruhunu kaybediyorsun. Hep bir kayıp var.  
*
Hani demokrasi, insan hakları kaptan? Asker faşizminin yerini sivil faşizmi aldı. Avrupa’nın Türkiye ilerleme raporunu okursanız görmüşsünüzdür. Ne diyor Avrupa? Türkiye faşizme doğru gidiyor diyor? Recep Güven’e ne oldu? Hakkında soruşturma başlattılar. Başbakan, Recep Bey’i çocuk gibi fırçaladı. Fırçalayamazsınız. Buna hakkınız yok. Ortada suç varsa bu ülkenin savcıları var. Savcı da hakim de başbakan oldu. Her yerde gittiği mitinglerde bağırıyor. Biz teröriste ağlamayız diyor. Oy devşirecek ya… Bak bak… Başbakana bakın hele… Nasıl da vatan sever. Recep Güven kim? Hainin önde gideni. Emniyet teşkilatının yüz karası. Biz Recep Güven’in arkasındayız. Bu ülkenin kardeş halkları bir gün gerçek hainleri görecektir.
*
Hanife Avcıyı hatırlayın arkadaşlar. Eski emniyet müdürlerinden Hanife Avcı’nın başına gelenleri… Eski dediysem, iki üç yıl eski. Avcı’yı bir gecede Devrimci Karargah üyesi yaptılar. Hayatı, terörle, özellikle sol terörle mücadele ile geçen Avcı bir gece de kendini solcu buldu. Sorguladıklarının yanına atıldığını gördü. Gülünecek bir durum aslında. Kendisinin de dile getirdiği gibi bir dönem Avcıydı, av oldu. Diyeceğim, Avcı’yı öyle bir suçladılar ki Avcı’nın ağzı açık kaldı. Sırada Recep Güven var. Ama Recep kendine dikkat et. Ne yapabilirsin ki? Vatanını seven bir insan ne yapar? Milletvekilleri önce Recep Güven’i destekledi. Başbakan zılgıtı basınca hepsi geri çekildi. Recep Bey’in cümlesi doğru değil demeye başladılar.


Hiç yorum yok:

SÖZCÜ GAZETESİNDEN SEÇME MAKALELER AÇ, İNDİR, OKU