MARDİN
DERİK DOĞUMLU ÖYKÜ YAZARI KERAMETTİN ÇAVUŞOĞLU’NUN NOT DEFTERİNDEN
Ne
diyorsun sen arkadaş. Niye ikide bir iktidarı savunuyorsun. Kimden yanasın?
Vatandaş iktidardan yana olmaz. Vatandaş sorgular. Vatandaşın görevi oy
verdikten sonra muhalefet olmaktır. Babamın oğlumu başbakan. Babanın oğlu olsa
ne yazar? Babanın oğlu devlet başkanı olmuş.
Başkan olan halka hesap verir. KPSS sınavında yolsuzluk var mı? Başbakan
yok diyor. İkna oldun mu? Binlerce genç niye sokakta. Soruları çaldılar. Kime
satıyorlar. İktidar yandaşlarına satıyorlar. Herkese değil, dikkatini çekerim.
Önce cemaatin adamı olacaksın. Sonra para getireceksin.
*
Bendeniz
askerim efendim. Cemaatle işim olmaz. Neden bana bağırdığınızı anlamadım.
Kızacaksınız başbakana oy verenlere kızın.
Altı yıl önce askerlik hayatım sona erdi. Güneydoğu’da görev yapıyordum.
Geceleri çatışma çıkardı. Çok sigara içerdim. Karanlıkta sigara içmek
tehlikelidir. Sigaranın közü yanar, ışığı gören ateş eder. Ölsem daha iyiydi.
Bir kurşun gelse kafama isabet etseydi. Olmadı. Çok adam öldürdüm. Çok vurduk,
çok vurulduk. Parçalınmış ceset toplamak, ölü taşımaktan daha kötü. Mayına
bastığım an anladım. Saniyeden daha kısa bir süre içinde neler olacağını
biliyordum. Mayın patladı. İkiye
bölündüğümü anladım. O an acı duymuyor insan. Bedenimin yarısı koptu sandım.
Kopan ayağımmış.
*
Bendeniz
askerliğe karşıyım. Kim ne derse desin. Karşı olmak gerekiyor. Askerlik paralı
olacak. Lamı cimi yok bunun. İki kardeşiz. Dayımın oğlu Rıfat Güneydoğu’da
mayına bastı. Bir ayağını kaybetti. O hastanedeyken babamız öldü. Ben de
askerliğimi Güneydoğu’da yaptım. Mayını
basmamış olmam şans. Başka bir şey değil. Şansı olan sakat kalmıyor. Bu
koşullardan gençlerin asker olmasına karşıyım. Karşı olsam neye yarar.
Kardeşime söyledim. Sen bari gitme askere dedim. Nasıl gitmeyecek? Nereye
gitsen askerliğini yaptın mı diye soruyorlar. Toplumsal baskı öyle yorgun ki.
*
Hep
susuyorum. Son günlerde memlekette garip şeyler oluyor. Mesela Recep Güven diye
biri… O kadar güzel bir şey söyledi ki… Şaştım kaldım. Güven Siirt Emniyet Müdürüyken Diyarbakır’a
tayin oluyor. Güzel Siirt. Baba yurdu. Babam Siirt’in yerlisiydi. Yoldan
geçerken terör saldırısına uğradı. Kafasına asker kurşunu isabet etti.
Çocukluğumda amcamın Siirt’te Kasap dükkânımız vardı. 70’li yıllarda Ankara’ya
göç etmişiz. Amcam imamdı. Beni amcam
okuttu. Ankara'da Hacı Bayram Camii’nde görev yapıyordu.
*
Türkiye
doğumluyum. Kürt bir aileden geliyorum. Türkiye’de Kürt ayrımcılığı yaşadın mı
derseniz, hayır derim. Yukarıda Allah var. Yengelerimin hepsi Türk… Her
tarafımız Türk dolu. Yozgat ilinde doğmuşum. Yozgat’ta Sünniler Alevilere kız
vermek istemez. Türkiye’de mezhep ayrımcılığı var ama ırk ayrımcılığı yok.
Gerçekten görmedim. Aksine Yozgat’ın bildiğim birçok zengini Kürt. İstanbul da
zengin Kürtlerle dolu. Bakmayın siz Kürt bölgesinin fakir olduğunu. Öyle zengin
Kürtler var ki, Türkiye’yi satın alır. Almadılar mı? Bence aldılar. Devlet
yönetiminden, mafyaya kadar her yerde Kürtler var. Terörü bile onla belirliyor.
Onlar dur derse terör duracak. Aksi takdirde terör bitmez.
*
Terörü
ancak demokratik bir hükümet durdurabilir. Başka türlü iç savaştan kurtuluş
yok.
Neden
iç savaş dedim. Gerçekten iç savaş bu. Bir Kürt’ün Türkiye’de cumhurbaşkanı
olabilmesi sorunu halletmiyor. Ne yaparsanız yapın Kürt sorunu hep var. Neden?
Demokrasi yok ondan? Sorunuza gelince: Neden Recep Güven Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğü görevine gelince; teröriste ağlamayan insan değildir dedi. Niye
demesin ki? insan olan der. Ortada bir kardeş kavgası var. Bizi kim bu savaşa
sürükledi?
*
Neden
o kadar gerilla öldürmek zorunda kaldım. Ne için, kim için? Karşılıklı
birbirimizi öldürüp durduk. Üstelik ben savaşa askerliğe karşıyım. Bu nasıl bir
hayattır. Karşı olduğum bir şeyi yapmak zorunda bırakıldım. Vicdanı retçiler şu
bilsin: Kimse bayılarak askerlik yapmıyor.
İşsizdim. Çavuş oldum. İşsiz olduğum için asker kalmayı tercih ettim.
Teskere bıraktım. Askerdim, daha fazla asker oldum. Anlayacağınız ekmek parası
için silah kuşandım. Kimseye düşman olmadım. Yaşamak için öldürmem gerekti.
Ekmeğimi kazanırken ruhumu kaybettim. Sadece bacağımı değil huzurumu da mayın
tarlasında bıraktım.
*
Yaşayan
ölüden farksız haldeyim. Recep Güven’in bir cümlesiyle toplum yine ikiye
bölündü. Recep Bey’i taktir edenlerin yanında olduğumu belirtmeliyim. Recep
Güven doğru bir cümle kurdu. Helal olsun sana komiserim. Yürekli adammışsın.
Terörist derginiz kim? Aynı evin çocuklarına terörist diyorsunuz. Çocuğun biri
dağda, biri askerde… İç savaş değilse nedir bunun adı? Ne der halkımız; devlet
der, babadır. Devlet, olaya tek yanlı bakamaz. Asker evlatsa, terörist de
evlat. Dahası var: Asker söz dinliyor. Söz dinlemeyen evlada bakacaksın. Bu
evlat asker olmayı reddediyor. Askerlik bizim için kutsal bir görevdir. Dağa
herkes çıkmaz. Ne oldu evde? Konuşsana evlat! Dağa çıkan evladımız bize niye
küstü? Niye küstüğünü biliyoruz. Dünya âlem biliyor. Dağa çıkan evlat
haksızlıktan bıkan evlat. Haksızlığa daha fazla tahammül edemeyen evlat.
Özgürlük isteyen bunun için ölümü göze alan evlat.
*
Unutmayalım…
Özgür olmadığımızı, baskıcı, faşist bir ülkede yaşadığımızı hep hatırlayalım. Sözde
özgürlükler ülkesi burası. Sözde demokrasi, sözde hukuk, sözde eşitlik… Yok
böyle bir şey. Şu soruyu sorun kendinize: Şehit cenazeleri neden hep
gecekondulardan kaldırılıyor? Neden diye sormalıyız? Zenginimiz bedel öder,
askerimiz fakirdendir, neden? Bütün yaşananların özeti bu cümlede. Fakirimiz
dağlarda can veriyor. Kurtulabilen sakat kalıyor. Ayağını kaybetmesen ruhunu
kaybediyorsun. Hep bir kayıp var.
*
Hani
demokrasi, insan hakları kaptan? Asker faşizminin yerini sivil faşizmi aldı. Avrupa’nın
Türkiye ilerleme raporunu okursanız görmüşsünüzdür. Ne diyor Avrupa? Türkiye faşizme
doğru gidiyor diyor? Recep Güven’e ne oldu? Hakkında soruşturma başlattılar.
Başbakan, Recep Bey’i çocuk gibi fırçaladı. Fırçalayamazsınız. Buna hakkınız
yok. Ortada suç varsa bu ülkenin savcıları var. Savcı da hakim de başbakan
oldu. Her yerde gittiği mitinglerde bağırıyor. Biz teröriste ağlamayız diyor.
Oy devşirecek ya… Bak bak… Başbakana bakın hele… Nasıl da vatan sever. Recep Güven
kim? Hainin önde gideni. Emniyet teşkilatının yüz karası. Biz Recep Güven’in
arkasındayız. Bu ülkenin kardeş halkları bir gün gerçek hainleri görecektir.
*
Hanife
Avcıyı hatırlayın arkadaşlar. Eski emniyet müdürlerinden Hanife Avcı’nın başına
gelenleri… Eski dediysem, iki üç yıl eski. Avcı’yı bir gecede Devrimci Karargah
üyesi yaptılar. Hayatı, terörle, özellikle sol terörle mücadele ile geçen Avcı
bir gece de kendini solcu buldu. Sorguladıklarının yanına atıldığını gördü. Gülünecek
bir durum aslında. Kendisinin de dile getirdiği gibi bir dönem Avcıydı, av
oldu. Diyeceğim, Avcı’yı öyle bir suçladılar ki Avcı’nın ağzı açık kaldı.
Sırada Recep Güven var. Ama Recep kendine dikkat et. Ne yapabilirsin ki? Vatanını
seven bir insan ne yapar? Milletvekilleri önce Recep Güven’i destekledi.
Başbakan zılgıtı basınca hepsi geri çekildi. Recep Bey’in cümlesi doğru değil
demeye başladılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder